Verimliliğin Peşinde! İtimat Süt Çiftliği Röportajı
Verimliliğin Peşinde Röportaj Serisi:
İtimat Süt Çiftliği
Süt ürünleri sektöründe önemli bir konuma sahip olan İtimat, 1993’ten beri hayvancılıkla ilgileniyor. İtimat Süt Çiftliği İşletme Müdürü Ufuk Arkıl ve Veteriner Hekim Engin Ayan ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, görev tanımları ve çiftlik yönetimi hakkında detaylı bilgiler edindik.
Dollvet sponsorluğunda başladığımız “Verimliliğin Peşinde: Korumaya Değer Katanlar” projesi kapsamında Bursa İtimat Süt Çiftliği’ne konuk oluyoruz. Bu projede, önde gelen çiftliklerde işleyiş, yönetim, koruyucu hekimlik çalışmaları ve tedavi protokolleri üzerine çiftlik teknik kadrosuna yöneltilen soruları ele alıyoruz. İtimat Süt Çiftliği, Türkiye’nin hayvancılık sektöründe öncü konumda olan ve uzun yıllardır başarıyla faaliyet gösteren bir işletme. Süt ürünleri sektöründe önemli bir konuma sahip olan bu işletme, 1993’ten beri hayvancılıkla ilgileniyor. İtimat Süt Çiftliği İşletme Müdürü Ufuk Arkıl ve Veteriner Hekim Engin Ayan ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, görev tanımları ve çiftlik yönetimi hakkında detaylı bilgiler edindik. Sizlerle bu değerli röportajı paylaşıyoruz.
Ufuk ARKIL
İtimat Süt Çiftliği İşletme Müdürü
İtimat Süt Çiftliği’nin işletme müdürü olarak sizi tanıyabilir miyiz ve işletmenin nasıl bir ilerleme kaydettiğini özetler misiniz?
Ufuk Arkıl: Ben, ziraat mühendisi olarak İtimat Çiftliği’nde işletmenin müdürlüğünü yapıyorum. Çiftliğin kendine ait 2 tane süt kuruluşu bulunmakta. Süt fabrikalarından birisi Yenişehir’de, günlük 270 ton kapasitesiyle çalışıyor, ancak şu an günlük 150 ton kapasitede işlemekte. Diğeri ise Aydın Ortaklar’da bulunuyor ve günlük 150 ton kapasiteye sahip, şu anda 140 ton kapasitede çalışıyor. 2008’de Yenişehir’de hayvancılığa başladık. Çiftlikte 250-300 sütçü inek bulu-nuyordu, ancak şu an 5000 başa kadar çık-tık. Toplamda 3 ayrı çiftliğimiz bulunmakta. Birincisi Bursa Yenişehir yolunda, ikincisi o çiftlikten 4 km yukarıda, üçüncüsü ise 2,5 km yukarıda yer alıyor. İlk çiftlikte genç sığırlar bulunurken, ikincisinde 2000-2200 baş hayvan mevcut ve üçüncü çiftlikte ise 850 baş sağmal sığırlar bulunmaktadır.
Çiftlik ne kadarlık bir arazide yer kaplamaktadır ve yem ihtiyacını karşılamak için ne tür tarım faaliyetlerinde bulunmaktasınız?
Ufuk Arkıl: Başlangıçta 80 dönümlük bir araziyle işe başladık ve zamanla bu araziyi artırarak toplamda 600 dönümlük bir araziye ulaştık. Çiftlik arazileri arasında kalan parsellerde de işlenen bir arazi bulunmaktadır. Yem ihtiyacının bir kısmını karşılamak için kışın buğday ya da yulaf ekimi yapıyoruz ve sonraki dönemlerde mısır ekimine geçiyoruz.
Günümüzde profesyonel hayvancılık işletmeleri genellikle nasıl bir yol izliyor ve bu durum sizin işletmenizi ekonomik açıdan nasıl etkiliyor?
Ufuk Arkıl: Hayvancılık sektörü dinamikleri sürekli değişiyor. Türkiye genelinde ve işletmemizde ekonomik olarak büyük bir sıkıntı yok. Bunun sebebi, dünya genelinde tahıl miktarında sıkıntı yaşanmaması ve tahılların ucuz olması. 2023 yılında silajın ucuz olmasının etkisiyle protein açısından zengin yemlerde bir fiyat düşüşü görülmedi. Ancak, enerji açısından zengin yemlerde (arpa, buğday, mısır gibi) fiyatlar sabit kaldı hatta düşüş yaşandı. Be-sici işletmeleri orta düzeyde kazanırken, sütçü işletmeler daha fazla kazanıyor gibi görünüyor. Öngörülerime göre, gıda sektöründe olduğumuz için işlerimizin durağan olmadan devam edeceğini düşünüyorum. İnsan kaynağı açısından Türkiye’de sıkıntı yaşanıyor. Robotla üretime dönüş, paraya sahip olanlar için bir seçenek olabilir ancak Türkiye’nin robotlu işletmelere geçişi Avrupa’ya göre zor olacaktır.
Hayvancılıkta ara personel sıkıntısı yaşanıyor mu ve bu sıkıntının sebepleri sizce nelerdir?
Ufuk Arkıl: Ara personel, alt personel veya üst personel fark etmeksizin birini bulmakta sıkıntı yaşıyoruz. Üst eleman pozisyonunda sıkıntı yaşanmasının sebebi, bu kadar yüksek kapasiteli işletmeyi yönetebilecek ve hâkim olabilecek nitelikli kişilerin bulunmasının zor olmasıdır. Sektör içindeki personel sirkülasyonunun yetersiz olması nedeniyle, ben ve benim gibi çalışan kişiler hala çalışmak zorunda kalıyoruz. Nitelikli yetiştirilen kişilerin geri gelmemesinin nedeni, global firmaların bu kişileri teknik müdür olarak kendi bünyelerine çekmesidir. Tecrübelerimi aktardığım bir çalışanım, gelecek planının stabil olduğunu söyledi. Ancak, benim yerime işletmeyi yönetmeye istekli olmadığını gördüğümde yollarımızı ayırdık ve ona başka bir işletmede iş bulduk.
İşletmenin kadrosunda kimler bulunmaktadır?
Ufuk Arkıl: İşletmemizde normal şartlarda 70 kişilik bir ekip olması gerekiyorken insan gücü bulmakta sıkıntı yaşadığımız için 60 kişi ile çalışıyoruz. Kadromuzda 9 veteriner hekim, 12 ziraat mühendisi, 12 tekniker ve 27 işçi bulunmaktadır.
İtimat Çiftliği’nin besleme stratejileri ve performans başarısındaki kilit noktalar nelerdir?
Ufuk Arkıl: Besleme alanında başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Besleme konusunda klasik ve büyük para harcatan hastalıklar mevcuttur: Hipokalsemi, ketozis ve asidoz. Bu hastalıklara karşı başarılı bir şe-kilde mücadele ediyoruz. Sürü içindeki süt ortalamamızı 40-42 litre yerine 34-36 litre civarında tutarak hayvanlara fazla yüklenmemiş oluyoruz ve bu sayede sorunsuz ilerliyoruz. Süt miktarını 40 litre üstünde tutan çiftlikler de bulunmakta ve bu, besleme şekline göre değişmektedir. Ancak, bu yüksek süt veriminde çalışan çiftliklerdeki hekimlerin yorulduğunu gözlemliyoruz. Bizim çiftlikteki teknik kadronun tek görevi aşılama, tohumlama ve doğum işleridir.
İşletmenin toplam giderlerinde sağlık harcamalarının payı yüzde kaçtır?
Ufuk Arkıl: Ocak 2024 verilerine göre, işletmenin toplam giderlerinde sağlığın payı %3,9’dur. Bu oran, bize göre başarılı bir sayıdır.
Vet. Hekim Engin AYAN
İtimat Süt Çiftliği
Bize kendinizden bahseder misiniz? Çiftlikteki görev tanımınız nedir?
Engin Ayan: 2012 yılında Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nden mezun oldum. İtimat Süt Çiftliği’nde 7,5 yıldır çalışmaktayım. Çiftlikte yem merkezi sorumlusu olarak görev yapıyorum. Hayvanların rasyonunun düzenlenmesini ve ahırların kontrolünü ben takip etmekteyim.
İtimat’ın buzağı sağlığına verdiği önemden biraz bahsedebilir misiniz?
Engin Ayan: Buzağılar bizim geleceğimiz. Sperma seçiminden başlayıp yenidoğan ünitesine kadar ilerleyen bir süreci kapsar. Bu süreçte aşılamalara, kuru dönem aşılamalarına, kolostrumun kaliteli olmasına ve kısa süre içerisinde tüketmelerine önem veriyoruz. Hastalıklara karşı direnç oluşumu için kolostrum alımına dikkat ediyoruz. Son 3 yıl içerisinde yıllık olarak aldığımız buzağı sayısı 1300-1700 arasında değişmektedir.
Buzağı ishalleriyle mücadelede çiftlik olarak neler yapıyorsunuz?
Engin Ayan: En önemlisi kuru dönem aşılamasıdır. Rota ve Corona virüs aşıları, Clostridium aşılarının yapılmasıdır. Ağız sütü alan buzağıda pasif transfer yetmezliği yaşayıp ishale yakalanması güçleşir. Barınak koşulları iyi olduğu, buzağı altlıklarının temizliği ve genel temizlik sağlandığı sürece buzağıların dışkılarının kendilerine ve diğerlerine kontaminasyonun önüne geçilmiş olur. Bu şekilde de koruyucu hekimlik yapmış oluyoruz. İshalle karşılaştığımız zamanlardada tedavi sürecine yöneliyoruz.
İşletmedeki bir gününüzü kısaca anlatacak olursanız neler söylersiniz?
Engin Ayan: İlk olarak buzağı kulübesi alanlarını gezmeyle başlıyorum. Buzağılara sabah, öğle ve akşamları süt verilir. O zamanlar haricindeki dilimde temizlik ve aşılama gibi koruyucu hekimlik süreciyle devam ediyoruz.
Tecrübeli bir işletme veteriner hekimi olarak, işletmede başarı elde etmek için yeni mezun arkadaşlar nelere dikkat etmelilerdir?
Engin Ayan: Hekim eğer işletme içerisinde buzağı kulübesine sahipse içerideki tüm rutin işleri sorunsuz devam ettirebilir. Buzağı kulübesi Türkiye’nin ciddi bir problemidir. Yeni işe başlayan meslektaşlarımıza ilk olarak buzağı kulübelerini ve sağımhaneyi gösteriyoruz. İşletmelerin geleceği konusunda kritik noktadadır.
Son sorumuz, özellikle buzağı sağlığı tedavi protokollerinde ya da preparatlarında sizin tedavi protokolünüze girebilmesi için hangi özelliklere sahip olması gerekmektedir?
Engin Ayan: Benim ihtiyacıma yönelik tedaviye cevap vermesi gerekir. İshal üzerinden örnek verecek olursam, denediğim hayvanlarda yararlı sonucu gördüğüm zaman ilacın ismine, fiyatına ya da herhangi bir şeyine bakmaksızın o ürünle yoluma devam ederim. Tedavide koruma başarımız önceliklidir.
Röportaj: