Verimliliğin Peşinde! Lidersan Röportajı

Verimliliğin Peşinde Röportaj Serisi:
Lidersan Süt Çiftliği
Lidersan Çiftliği ve Başarının AnahtarlarıVeteriner Hekim İhsan Ballan, Lidersan Çiftliği’nde verimliliği
artırmaya yönelik stratejiler, karşılaşılan zorluklar ve özellikle
mastitis, solunum yolu enfeksiyonları ve antibiyotik kullanımı
üzerine yapılan çalışmaları detaylandırdı.
artırmaya yönelik stratejiler, karşılaşılan zorluklar ve özellikle
mastitis, solunum yolu enfeksiyonları ve antibiyotik kullanımı
üzerine yapılan çalışmaları detaylandırdı.
Dollvet sponsorluğunda yürütülen “Verimliliğin Peşinde” projesi kapsamında, Türkiye’nin önde gelen süt üretim çiftliklerinden Lidersan’da, Veteriner Hekim İhsan Ballan ile bir araya geldik. Ballan, çiftlikte verimliliği artırmaya yönelik stratejiler, karşılaşılan zorluklar ve özellikle mastitis, solunum yolu enfeksiyonları ve antibiyotik kullanımı üzerine yapılan çalışmaları detaylandırdı. Ballan ayrıca, çiftlik yönetiminde uyguladıkları biyogüvenlik, aşılama programları ve genetik seçimler sayesinde elde ettikleri yüksek başarıyı anlatarak, çiftlik yönetiminde verimliliğin sırrını paylaştı.
Neredeyiz, nasıl bir işletmedeyiz? Hayvan popülasyonu ve işletmenin genel durumu nedir?
Vet. Hekim İhsan Ballan: Şu anda Lidersan’dayız. Lidersan Grubu, 2012 yılında Gaziantep’te süt işletmesi olarak hayvancılığa yatırım yapmaya karar verdi. Almanya’dan ithal edilen 1050 veya 1950 baş düve ile bu yatırıma başladı. Ben ise 2014 Şubat’ında bu işletmeye katıldım. Ancak, bu süreçte 2010’daki ekonomik krizden sonra yatırıma giren yatırımcılardan biri, bazı şeylerin yanlış gittiğini düşünerek Atasancak’a danışmaya karar verdi. Atasancak’la görüştükten sonra tüm projeyi durdurdu. İşte bizim Atasancak ile organik bir bağımız böyle başladı. 2015 yılında ise yeni bir projeye başladık. Tamamen “flushing” sistemde, kum yataklı, Amerikan standartlarında endüstriyel bir formata geçiş yaptık. Yani işletmemizin tarihini 2012’den alabiliriz ama asıl miladımızı 2015 olarak kabul ediyoruz. Amerika’dan ithal ettiğimiz düvelerle işletmeyi kurduk. Başlangıçta 2400 kapasiteli bir proje olarak başladık ve şu an 3400 sağmal inek kapasitesine ulaştık. Hayvan varlığımızı ise 4000’de sabitlemeyi hedefliyoruz.
Teknik olarak biraz daha detay verebilir misiniz? Çalışan sayısı ve ekibinizin yapısı nedir?
Vet. Hekim İhsan Ballan: Toplamda 160 personelimiz var. Bunlar arasında hayvan sağlığı, hayvansal üretim, muhasebe, güvenlik gibi farklı departmanlar bulunuyor. 3 ziraat mühendisi, 3 veteriner hekim, 9 veteriner sağlık teknisyeni ve kendi yetiştirdiğimiz 32 kişilik sağlık ekibi ile çalışıyoruz.


Büyük bir salgın yaşadınız mı?
Vet.Hekim İhsan Ballan: Evet, 2016 yılında şap salgını yaşadık. A ve Nepal 84 suşları maalesef ithal hayvanlarımızla birlikte geldi. Gemiden indikten sadece 6 gün sonra salgın baş gösterdi. Bu durum, aşılama ve bağışıklık süreçlerinde bize ciddi bir zaman kaybettirdi.
Verimliliği ve sürdürülebilirliği korumak için neler yapıyorsunuz?
Vet.Hekim İhsan Ballan: Verimlilik açısından ilk adım genetik kapasitedir. Hayvanların genetik özelliklerinin süt verimine yatkın olması en temel koşul. Bu nedenle, damızlık hayvanlarımızın sayısını ve genetik potansiyelini sürekli iyileştiriyoruz. Yeterli sayıda ve kaliteli damızlık hayvanımızın olması, sürünün ıslahı için çok önemli.
Üreme parametrelerinin yüksek performanslı olmasını nasıl sağlıyorsunuz?
Vet.Hekim İhsan Ballan: Üreme performansını artırmak, yüksek verim elde etmenin en önemli yollarından biri. Bunun yanında dişi sperma kullanımına da büyük önem veriyoruz. İşletmemiz yaklaşık 4 yıldır sadece dişi sperma kullanıyor ve yıllık yaklaşık 3500 buzağımız doğuyor. Bu buzağıların %82’si dişi olarak dünyaya geliyor. Genetik testlerle hayvanlarımızın kalitesini sürekli kontrol ediyor ve bu şekilde genetik yönetimi sağlıyoruz. Ancak genetik kapasitenin yanında, doğru yönetim de kritik bir faktör. Hayvanların genetik yapısı ne kadar iyi olursa olsun, yönetim stratejileriniz doğru değilse bu potansiyeli tam olarak kullanamazsınız.
Yeminizi kendiniz mi üretiyorsunuz, dışarıdan mı temin ediyorsunuz?
Vet.Hekim İhsan Ballan: Bitkisel üretim yapıyoruz ama bulunduğumuz coğrafi konum nedeniyle tarım arazilerimiz oldukça kısıtlı. Yem hammaddelerimizin %15-20’sini kendimiz üretiyoruz, ancak kalan %80-85’ini dışarıdan temin ediyoruz. Yani büyük oranda dış kaynaklı hammaddeler kullanıyoruz.

2015 yılından bu yana, son 9 yılda neler yaşadınız? Bu işletme nasıl bu hale geldi, nelere dikkat ettiniz?
Vet.Hekim İhsan Ballan: Öncelikle hayvancılıkta bir yere gelmek istiyorsanız şeffaf olmak zorundasınız. İşin teknik kısmında birçok zorlukla karşılaştık. İthal edilen hayvanların adaptasyon süreçleri, bağışıklık sistemi problemleri ve gebe hayvanlarla başlamak bizi başlangıçta dezavantajlı hale getirdi. Tabii ki bazı sağlık problemleri yaşadık, ama disiplinli koruyucu uygulamalar ve zincirin her halkasında dikkatli çalışarak bu zorlukları aştık. İşletmemize girişteki araç dezenfeksiyonundan, koruyucu aşılama programlarına, enfeksiyon hastalıklarının taranması ve eradikasyonuna kadar her adımda titizlikle çalıştık. Yolculuğumuz kolay olmadı, ancak sistematik ve disiplinli bir şekilde ilerledik.

Mastitis konusunda neler yapıyorsunuz?
Mastitis, bizim işletmemiz için de en büyük problemlerden biri. Mastitisin olduğu yerlerde süt verimi düşer ve bu durum ciddi kayıplara yol açabilir. Bu nedenle mastitisi kontrol altında tutmak için büyük çaba sarf ediyoruz. Bu noktada 3 temel yönetim stratejisi kullanıyoruz: önleyici sağlık uygulamaları, hayvan hijyeni ve erken teşhis. Bu stratejilerle mastitisi kontrol altına alarak verimliliği korumaya çalışıyoruz. Mastitis tedavisinde başarı sağladık. Mastitis oranlarını %9’dan %4’e indirdik, ancak hedefimiz %2’ye ulaşmak. Bu konuda çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Mastitis tedavisinde kullanılan ürünlerin protokolünüze girmesi için hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Vet.Hekim İhsan Ballan: Bu konuyu antibiyotik ve aşı olmak üzere iki sınıfta değerlendirebiliriz. Öncelikle, aşının protokole girebilmesi için düşmanı iyi tanımamız gerekiyor. Spesifik bir patojene karşı geliştirilmiş bir aşı olması bizim için en önemli kriter. İkinci olarak, firmanın güvenilirliği büyük önem taşıyor. Üçüncü faktör ise, 2012’den beri tuttuğumuz kayıt sistemi. İstatistiksel verilere dayalı sonuçlar, deneme gruplarında elde edilen performans, aşı seçimindeki önceliklerimizi belirliyor.
Antibiyotik seçiminde nasıl bir yol izliyorsunuz?
Vet.Hekim İhsan Ballan: Antibiyotik seçiminde öncelikli olarak laboratuvarımızın yaptığı antibiyogram testlerine dayanıyoruz. Yani, hangi antibiyotiklerin patojene en duyarlı olduğunu belirliyoruz. Firmanın güvenilirliği burada da önemli bir faktör. Üçüncü kriterimiz ise yine deneme sonuçları. Bu testler ve analizler sayesinde doğru antibiyotik seçimleri yapıyoruz.

Aşıların başarı oranını artırmak için hangi yan uygulamaları gerçekleştiriyorsunuz?
Vet.Hekim İhsan Ballan: Bu noktada bir kongrede öğrendiğim “hastalık üçgeni” kavramını uyguluyoruz. Bir hastalığın oluşması için üç faktör gerekiyor: patojenin varlığı, duyarlı bir konakçı ve uygun çevre koşulları. Biz bu üç faktörün kesişim noktasında enfeksiyonu önlemeye çalışıyoruz. Patojenin işletmemize girmemesi için biyogüvenlik önlemleri alıyoruz. Yüksek risk grubundaki partnerlerimiz, yani süt kamyonları, hayvan taşıma araçları ve personellerimizle biyogüvenlik protokollerine titizlikle uyuyoruz. Duyarlı konakçıların dirençli hale gelmesi için beslenme, çevre koşullarına uyum gibi önlemler alıyoruz. Yazın serinletme, kışın rüzgarın etkilerini engelleme gibi yöntemlerle hayvanlarımızı koruyoruz. Bu şekilde patojenin işletmeye girişini engellemeye çalışıyoruz.

Dünya genelinde antibiyotik direnci konusu tartışılıyor. Siz işletmenizde bu konuda ne gibi önlemler aldınız? Antibiyotik kullanımını nasıl azalttınız?
Mastitisin önlenmesinde sağım yönetimi ve hijyen çok önemli. Bu konulara özen gösteriyoruz ve ekibimize düzenli eğitimler veriyoruz. Kullandığımız kimyasalları titizlikle kontrol ediyoruz. Ayrıca sağım sistemimizi, pulzasyon ve vakum gibi tüm parametrelerini sürekli izliyoruz. Antibiyotik kullanımını azaltmanın en önemli yolu ise yine düşmanı iyi tanımaktan geçiyor. Mastitis vakalarında düşmanı teşhis ettikten sonra antibiyotik kullanımını minimuma indirdik. Bu konuda kongrelere katılımı da önemsiyoruz ve özellikle mastitis konularında güncel kalmaya özen gösteriyoruz.
Solunum yolu enfeksiyonlarına gelirsek, özellikle İBB (İnfeksiyöz Bovine Bronchopneumonia) ile karşılaşıyor musunuz?
Vet.Hekim İhsan Ballan: İBB ile çok sık karşılaşmıyoruz. Ancak zaman zaman latent enfeksiyonlar şüphelendirebiliyor. Özellikle gözlerde bu tarz belirtiler gördüğümüzde hocalarımızla analizler yapıyoruz. İşletmemizde 2015 yılından bu yana doğan her buzağıda kolostrum verilmeden önce antijen testi yapıyoruz. Eğer persistente buzağılar varsa sürü dışına çıkarıyoruz. Şu anda binde seviyelerine kadar düşürdük. Bu başarı, ithal hayvanlarla çalışmanın dezavantajlarını da yönetmemizi sağladı.
Türkiye’de işletmelerin ihtiyacını karşılayacak kapasitede yerli aşı ve ilaç üretimi yapılabiliyor mu?
Bu zor bir soru, ancak bazı güvenilir yerli firmalar var ve süt ürünlerinde kullandığımız yerli ürünlerden memnunuz. Fakat tüm süt işletmelerine hitap edecek geniş portföyde bir yerli firma henüz yok. Yine de Brucella gibi temel hastalıklarda güvenerek kullandığımız yerli aşılar mevcut.
Bilgi arayışınızı nasıl sürdürülebilir kılıyorsunuz? Sürekli güncel kalmayı nasıl başarıyorsunuz?
Vet.Hekim İhsan Ballan: Kendimize sürekli yeni hedefler koyuyoruz ve bu hedeflere ulaşmak için güncel kalmanın şart olduğuna inanıyoruz. Kongreler bu noktada çok iyi bir fırsat sunuyor. Yayınları takip ediyoruz, ancak güncel kalmak gerçekten zor. Kongreler bu konuda seçilmiş konular sunduğu için katılmaya özen gösteriyoruz. Bu kongrelere ekipçe katılmak, işletmemizde sürekli güncel bilgiye dayalı kararlar almamızı sağlıyor. ✖